Batı Karadeniz’in doya doya tadını çıkarmak, hiçbir güzelliğini ıskalamak istemeyen misafirlerimizle yolculuğa çıkıyoruz!
Batı Karadeniz’in üç incisi olan Safranbolu, Amasra ve Sinop’ta unutamayacağınız bir deneyime var mısınız? Cevaplar evetse çantalar hazırlansın, Batı Karadeniz’e gidiyoruz!
Türkiye’nin en kuzeyinde yer alan güzel kentimiz Sinop ile yolculuğumuz başlıyor. Sinop’ta ilk rotamız, Sinop kalesi ve turları ile antik çağlara geri gidiyoruz. Milattan önce 7. Yüzyılda inşa eden kalenin zamana nasıl direndiğini görünce şaşıracaksınız.
Tarih yolculuğumuza Türkiye’nin Alcatraz’ı denilen ve sayısız sanatçı barındırmış olan Tarihi Sinop Cezaevi ile devam ediyoruz. Televizyon ekranlarında sık sık dekor olarak kullanılmış bu binayı yakından göreceğiz. Ardından da rotamızı meşhur Sinop Limanına çevireceğiz. Burada iken memleketin en kuzeyinde olduğunu düşünmek bile hepimizi heyecanlandıracak. O güzel atmosferi ise anlatmakla bitmez. Sinop Limanında dileyen misafirlerimiz, tekne turu (ekstra) ile denizin iyice keyfini çıkaracaklar.
Limanın ardından şehir merkezini keşfedeceğiz. Ve sonra da bizim heyecanla beklediğimiz destinasyona ulaşacağız. Karşınızda Hamsilos Fiyordu! Burada doğaya hayran kalmamak elde değil. Fotoğraf çekerek bu müthiş atmosferi ölümsüzleştirmek isterken vaktin nasıl geçtiğini anlamayacaksınız.
Erfelek Tatlıca Şelaleleri gibi bir başka doğa harikasını da görüp ilk günümü tamamlayacağız. Konaklama ise Sinop’ta yapılacak.
İkinci günümüz leziz bir kahvaltının ardından Kristal Cam Seyir Terasında yine doğanın muhteşem güzelliği ile başlayacak. Burada günü başlatanların mutsuz olması imkânsız. Doğaya veda ettikten sonra soluğu tarihin güzelliğinde alacağız. Yörük Köyü ve buranın o dillere destan geleneksel mimari ile inşa edilmiş ahşap evleri hepimizi düşsel bir yolculuğa çıkaracak.
Çamaşırhane ve Sipahioğlu Konağı Yörük Köyü’nde unutulmaz yerlerden olacak. Hem kültürel hem manevi hem de dini pek çok bilgiyle buradan ayrılacağız. Yörük Köyü’nü ardımızda bırakarak bir başka cennet şehir Bartın’a ulaşacağız. Burada elbette Amasra’yı keşfetmeden olmaz! Karadeniz’in incisi Amasra’ya hayran kalacağınızı garanti ediyoruz. Burada Çekiçiler Çarşısı, Boztepe Amasra kalesi, Fatih Cami, Devrek gibi pek çok farklı bölgeyi keşfedeceğiz. Son olarak şehirde konaklama noktasına geçeceğiz.
Turumuzun üçüncü günü de otelde güzel bir Amasra kahvaltısı yaptıktan sonra yola çıkacağız. İlk rotamız, Abat Gölü. Batı Karadeniz’in doğal güzellikleri aklımızı başımızdan almaya devam edecek. Abat Gölü’nün keyfini çıkardıktan sonra Karabük’e ulaşacağız.
Karabük deyince hepimizin aklına ilk Safranbolu geliyor. Bu sebeple vakit kaybetmeden Safrabolu’nun o güzelim mimarisini baştan sona keşfedeceğiz. Adeta görülmedik yer bırakmayacağız desek yeridir.
Kazdağlıoğlu Meydanı’nı görünce buranın böylesine korunabilmiş olması eminiz tüm misafirlerimizi mutlu edecek. Safranbolu’ya gitmişken Cinci Hoca Hamamı ve Cinci Hoca Hanı’nı görmemek olmaz. Buranın şiirsel atmosferi hepimizi etkileyecek. Sanki birdenbire yıllar yıllar öncesine ışınlanmış gibi bile hissedebilirsiniz.
Batı Karadeniz deyince sadece mavi ve yeşili düşünmeyin. Hıdırlık Tepesi, Köprülü Mehmet Paşa Cami, Hükümet Konağı ve Saat Kulesi, tüm misafirlerimizi tarihsel ve kültürel bir yolculuğa çıkaracak. Hele İzzet Mehmet Paşa Camii’nin o büyüleyici atmosferi tüm misafirlerimizi mest edecek. Tarih ve kültür turumuzu tarihi Arasta Çarşısı ile zirveye taşıyacağız. Buradan dilediğiniz yöresel ve yerel ürünleri satın alabilir ve birçoğunu keşfedebilirsiniz. Akçasu Kanyonu ise Anadolu’da Balkan rüzgarları estirecek. Hem doğası hem de tarihi ile herkesi mest edecek Akçasu Kanyonu’nun ardından Demirciler Çarşısı’na ulaşacağız.
Safronbolu’da doyasıya geçireceğiniz serbest zamanın ardından bir sonraki turda görüşmek üzere sözleşerek dönüş yolculuğuna başlayacağız.
İlk yorumu siz yapın